Dermatolog Gözüyle Dövme

Dövme yaptırmak için uygun musunuz?

 

 

 

 

Dövme, bilinen en eski vücut süsleme sanatlarından. Kozmetik amaçlı Botox’u, dolgu maddelerini keşfetmeden binyıllar önce insanlar bedenlerine yazı, sembol ya da resimler işliyordu. Asya’dan Afrika’ya, Mısırlılardan Mayalara, eski Türklerden Japonlara kadar pek çok yer ve toplumda dövme uygulanmıştır.

Dövme işlemi en nihayetinde derinin içine ömür boyu kalacak olan bazı yabancı maddelerin yerleştirilmesidir. Bir dermatologun günlük hayatında sık gördüğü bir deri süsüdür. İşin psikolojik, sosyal ve estetik boyutu bir yana, bu kadar sevilen bir aksesuarın deri açısından dikkat edilmesi gereken noktaları var. Her cilt dövme için uygun değildir. Kaş yapayım derken göz çıkarmamak adına dövme yaptırmak isteyen birey tıbbi bazı soruları önceden sormalı ve olası riskleri en aza indirmelidir.

  • Öncelikle emin olun, “Nasılsa lazerle silinir.” diyerek yaptırmayın, moda olduğu için ya da gelip geçici bir hevesle değil, sizin için anlamı olan, ömür boyu taşımak isteyeceğiniz bir dövmeniz olsun.

Lazerle dövme silme işlemi,  zahmetli, uzun süren  -6 ya da 8 hafta aralarla 5 ila 12 seansı bulabilir ki bu bazen bir yılı aşan süreler demektir- ağrılı ve de pahalı bir uygulamadır. Dövmenin tamamen kaybolmama ihtimali de vardır. Farklı renkler için farklı dalga boyunda lazerler gerekir ki her birini bulmak için klinik klinik gezebilirsiniz. En kolay siyah lazere cevap verir. Kahverengi, koyu mavi ve yeşil de kolay silinir. Kırmızı, turuncu ve açık mavi zor silinir. En zor giderilen renklerse beyaz ve sarıdır.

Bedensel gelişiminizi tamamladığınızda dövmenizi yaptırın ki büyüdükçe değişmesin. Ayrıca çok kilo alıp veriyorsanız bölge seçerken bunu da göz önünde bulundurun. Tecrübeli dövme sanatçıları da size yol gösterecektir.

  • Tek kullanımlık malzemelerle işlem yapılan, sterilizasyon ve dezenfeksiyon koşullarına dikkat edilen bir stüdyoda yaptırın. Sonra “Ben AIDS mi kaptım, hepatit mi?” paniğiyle aylarca doktor doktor gezip defalarca tahlil yaptırmayın; daha kötüsü hastalık kapmayın! Ya da bir gün dövme yerinizde beliriveren “molloscum,” “siğil” gibi virüslerle karşılaşmayın. Daha bunun yara yeri enfeksiyonu vaaar, deri tüberkülozu vaaar… Amacım korkutmak değil, artık profesyonel stüdyolar bu konularda dikkatli ve özenliler. Demeye çalıştığım, güvendiğiniz yere gidin, merdiven altı yerlere değil. En ufak şüpheniz varsa durun.

 

  • Önemli hususlardan biri: Eski yaralarınız nasıl iyileşti? Dövmenin iyileşme süreci, hasarlanmış bir derinin iyileşme sürecidir. Bazı kişilerin yara iyileşmesi abartılı ve sert bir doku oluşumuyla sonuçlanır. Kabarık ve sert bir aşı iziniz, ameliyat kesi yeriniz, akne iziniz, kaza ya da yanık iziniz varsa dövmeden uzak durun. Emin değilseniz eski izlerinizin muayenesi için bir dermatologa görünün. Keloid oluşturursanız tedavisi çok zorludur, genelde tamamen de geçmez. Ne kadar büyüyeceğini de öngörmek zor, toplu iğne başı kadar da olabilir, portakal kadar da. Şekli de hiç hoş değildir:

 

Keloide yatkınlık ailesel olabiliyor. Ailenizdeki kabarık yara izlerini de sorgulamak iyi olur. Bir de dövmeyi beğenmediyseniz ya da zamanla sıkıldıysanız mutlaka uygun lazeri olan bir dermatologa gidin silinmesi için, kendiniz internetten peeling solüsyonları alıp silmeye çalışmayın –onlar asittir ve sadece hekimler tarafından kullanılmalıdır, deride tuttuğunuz saniye bile sonucu etkiler-  ya da rastgele bir yerde herhangi bir cihazla sildirmeyin. Yukarıdaki resimden daha kötü tablolara davetiye çıkarabilirsiniz.

Keloid eğilimine rağmen yaptıran var mı? Var ve bazılarında hiç sorunsuz olabiliyor dövme, keloid gelişenleri ise uzun süreler boyunca tedavi ediyoruz. İlla yaptırmak istiyorum diyenler için; keloidin en sık görüldüğü bölgeler göğüs, sırt üst bölümü, omuzlar, boyun ve kulak lobudur. Küçük bir dövmeyle ve uygun bölge seçimiyle başlanarak en azından cildin reaksiyonu gözlenebilir. Yine de garantisi yok!

  • Bazı deri hastalıkları derinin travmaya maruz kalan bölgelerinde yayılma eğilimindedir. Sedef, liken planus, Darier hastalığı, piyoderma gangrenosum, vitiligo gibi. Bu hastalıklara sahipseniz hastalığınızın dövme yapılan (ya da sildirilen) bölgelerde yeni lezyonlar oluşturma eğilimi olabilir. Böyle bir hastalığınız varsa, geçirdiyseniz ya da ailenizde varsa risk vardır.

 

Ama cilt açısından durum biraz alengirli. Yassı hücreli deri kanseri (SCC) eski yanık izleri üzerinde gelişebiliyor. Bu tür dövmelerde periyodik olarak kişi kendini muayene etmeli, deride en ufak bir kabartı, sertlik, düzensizlik, pürüzlülük, renk değişikliği, kanama, hissedildiğinde dermatologa muayene olmalı ki olası bir tümör gelişiminde tanıyı gecikmesin.

 

  • Her tür dövme için renk ya da dokuda bir değişiklik görülürse dermatolog kontrolü önerilir. Değişiklik, basit ve risksiz bir doku reaksiyonundan, tesadüfen dövme bölgesinin altında kalan bir tümöre kadar değişebilir ve ayırt etmeniz zordur. Kendisi ve ailesinde deri kanseri öyküsü olanların yaptırmaması en uygunu. Dövme kansere yol açtığından değil –bu konuda sorular artsa da- bir deri tümörü bize ne zaman nereden çıkacağını haber vermediğinden ve dövmenin tetiklediği bazı deri hastalıklarının (psödoepitelyamatoz hiperplazi, psödolenfoma, yabancı cisim granülomu gibi ) kanserle benzerliği olmasından dolayı.

 

  • Alerjisi olanlar için: Daha önce herhangi bir maddeye karşı anafilaksi türünde –saniyeler ya da dakikalar içinde nefes darlığı, dil ve dudaklarda şişme, baygınlık, tansiyon düşüklüğü gibi ciddi ve hayatı tehdit eden bulgularla seyreden alerji- reaksiyon gösterdiyseniz dövme yaptırmamak mantıklı bir yaklaşım. Dövme pigmentleri çok çeşitli maddeler içeriyor ve her zaman tam içeriğine de ulaşamıyoruz.

 

Deriye sınırlı alerjiler: Dövme pigmentlerinin içinde çeşitli metal, organik maddeler ve bileşikler bulunur. Renk sayısı arttıkça alerji riski de artar. En çok alerji, egzama reaksiyonları kırmızı pigmentle görülür. Mor, mavi ve yeşilde de görülüyor. Alerjik bünyelerde kullanılması planlanan boyalarla hekime başvurulup deri testleri yapılabilir.

 

  • Dövme yaptıracağınız yerde enfeksiyon varsa işlemi erteleyin. O enfeksiyon vücuda yayılırsa kontrolü daha güç olur.

 

  • Dövme yapılan bölgeye epilasyon lazeri uygulanacaksa dövmenin korunması gerekir. Lazer, dövme pigmentlerini de hedef alacağından dövmeniz ve cildiniz zarar görür, cilt su toplayabilir, kabuklanabilir.

 

  • Dövme Acısı: Bu acının “bağımlılık” yaptığı ve sonraki dövmelere istek yarattığı söylenir. Yine de acıdan hoşlanmayanlar için; derinin farklı bölgeleri acıya farklı derecede duyarlıdır ve internette bununla ilgili beden haritaları bulunabilir.

 

  • Güneş ve Dövme: Sarı pigmentin içindeki kadmiyum, güneşte fototoksik reaksiyona neden olabilir. Dövmenin sarı kısımlarında şişme ve kızarıklık görülebilir. Bazen kırmızıda da olur.

 

  • Kırmızı Dövme: Dövme ile ilgili yayınları tararken en problemli olduğunu fark ettiğim renk. En çok alerji bunda, en çok egzama bunda, likenoid reaksiyon, psödolenfoma, granuloma hatta dövme ile ilişkili olduğu düşünülen iki SCC ( deri kanseri) vakası gene bunda. Günahını almayayım, güzel renk ama gözlemim de böyle.

 

  • MR Çekimleri ve Dövme: Özellikle dudak ve göz kalıcı makyajında kullanılan ferröz oksitli pigmentler ferromanyetik özellikleri nedeniyle MR cihazı ile etkileşime girip, dövme bölgesinde hafif yanıklar, kızartı, şişme yapabiliyor. Çekim öncesi teknisyene bildirin.

 

  • Dövme boyaları vücuda zararlı mıdır? Deriye dövme ile verilen pigmentlerin biyokinetikleri tam olarak bilinmiyor. Yani cillteki kan ve lenf damarları ile dolaşıma katılan boya içerikleri nasıl bir yol izliyor? Vücutta metabolize olarak dönüştüğü maddeler toksik midir? Bunların lenf nodlarında tutulabildiğini biliyoruz. Çünkü yabancı maddeler. Çok geniş dövmeler olmadıkça toksik etki endişe konusu olmayabilir. Hiç birimiz toksinlerden azade yaşamıyoruz halihazırda.

Köklü bir tarihi olan dövme, bedenin tuval olduğu bir sanattır. Bazen kutsal bir simge olarak kötülüklerden korunmak ve sağlık için, bazen yetişkinliğe adım atmanın nişanı olarak, bazen toplumsal hiyerarşiyi imlemek için -kölelerin ve suçluların damgalanmasında ya da ait olunan kabilenin işareti olarak- kullanılan dövme, günümüzde toplumsal motivasyonlarla değil, bireysel olarak ve genellikle de süs amaçlı uygulanmaktadır.  Geçtiğimiz yüzyılda dövme sahibi olmak asiliği, bağımsızlığı, sıra dışılığı ve bazı altkültürleri çağrıştırırken son yıllarda popülerleşmiş, her kesimden, her kültürden insanlarda görülen sıradan bir ifade biçimine dönüşmüştür. Artık araştırmalar dövme yaptıran insanların belirli bir profilini çizemiyor, çok geniş bir yelpaze oluştu. Bireyselliğin, özgün oluşuyla bedenin biricikliğinin ve farklılığının vurgulandığı dövmeli bedenler bu hızla artarsa, önümüzdeki on yıllarda da dövmesiz bir beden sıra dışı bulunabilir.

Kefenin cebi yok ama insanın birlikte mezara götürebileceği tek şeydir dövmesi. Bu kararı alırken cildimizin ve tıbbi özgeçmişimizin dövmeye uygun olup olmadığını öğrenmek, pişmanlıkları önler.