Bitlerin tarihi neredeyse insanlık tarihi kadar eski ve insanoğlunun ortadan kaldırmak için tüm çabasına rağmen tüm dünyada hala salgınlar yapabiliyorlar. Baş bitlenmesi, zengin/fakir, temiz/kirli, sosyokültürel düzeyi yüksek/düşük, gelişmiş/geri kalmış demeden tüm toplumları etkiliyor; hijyenle ilgisi yok, buna rağmen utanılacak bir durum olarak görülüyor. Bitler insandan başka bir canlının üzerinde yaşayamaz ve kanımızı emerek yaşamak zorundalar. Bu yazıda baş bitinden bahsedilecek vücut biti ve kasık biti başka yazılarda ele alınacak.
Baş biti, her yaşta görülebilirse de en çok okul çağında, oynarken -kafa kafaya- yakın temasta bulunan çocuklar etkilenir. Bir kişi bitlenme tanısı aldıysa kafasının içinde şenlikli bir ortam kurulmuş demektir:
Erişkin bitler ve yavşaklar (yavşak; yumurtadan çıkan bit yavrusuna verilen addır) günde 5-6 kez derimize yapışıp kanımızı emer, kanı sindirip kuru dışkı haline getirince derimizin üzerine bırakırlar. Erkek bitler, dişi bitleri döller; her çiftleşme seansı 30 dakika kadar ya da daha uzun sürer. Dişi bitler, karnından günde en fazla 4-5 yumurta çıkarabilir . Ömrü de 1 ay kadardır. Bu nedenle çiftleşme düzenli sıklıkta devam eder, daha çok yumurta bırakması, üretkenliğin korunması gerekir. Çıkardığı yumurtayı (sirke diyoruz) salgıladığı kuvvetli bir yapıştırıcıyla saç tellerimize yapıştırır. Yedi gün sonra yumurtadan çıkan yavru bitler büyüyene kadar bir iki hafta içinde 3 kez -bebek, ergen, genç yavşaklar- deri değiştirirler. Bitler uçamaz, zıplayamaz ve yüzemezler ama çok hızlı hareket ederler. Saçımızı tararken, kaşırken, şekil verirken, elimizle havalandırırken vb. hareketleri hemen algılayıp deriye yakın yerlere kaçar, hareketlenme geçince de tekrar dolaşmaya başlarlar. Ortalama 2-3 mm boylarıyla, bir dakikada bir kulağınızdan diğerine yol alabilecek kadar hızlıdırlar.
Böyle maaile tepemizde yaşarken, erişkin bitler -çiftleşme olgunluğuna ulaşmış diğer hayvanlardaki, eş ve uygun üreme yeri arayışına karşılık gelen bir davranış olarak- saçın dış kısımlarında gezinirler ve yeni bir konak (bu biz oluyoruz) bulunca da hemen geçerler. Erkekler devamlı olarak eş aradıkları için daha hareketlidirler ve yeni bir konağa ilk geçen bitler genellikle erkektir. Bitin çok bulaşıcı olmasının nedeni bu “hovarda” davranış gibi görünüyor.
Başımızın üzerinde durmaksızın cereyan eden bu “ahlaksızlıklara” bir son vermek istediğimizde neler yapmalıyız, tedavi kısmında anlatacağım ancak önce her bireyin yapabileceği bit tanısı nasıl konur bir bakalım.
BİTLENMEYİ TEŞHİS ETMEK
Saçlı deride kaşıntı bitin en önemli göstergesidir. Bir kişi ilk kez bitlendiyse kaşıntı ortaya çıkana kadar 4-6 hafta geçer. Yani bitlenildiği halde haftalarca farkına varılmayabilir. Sonraki bitlenmede ise kişi duyarlı hale gelmiş olduğundan 1-2 gün içinde kaşıntı başlar. (Bu süreleri bilmek, bitin bulaştığı ortamı ve kişileri tahmin edip onların da tedavisini sağlamak açısından faydalı). Geceleri -özellikle uykunun ilk üç saatinde- artan bu kaşıntı uykuyu bozacak derecede olabildiği gibi kimi vakalarda hiç görülmeyebilir.
Özellikle ense bölgesinde görülen küçük kırmızı kabartılar da biti akla getirmeli.
Teşhis; biti, yavrusunu veya canlı (yani içi dolu) yumurtayı görerek konur. Bitler, gri, bej, kan emdiyse pas rengi, kahverengi görünebilir ve 3 çift ayakları vardır. Açık ten ve saçlıların bitleri de açık renkli, koyu tenlilerde ise koyu renkli oluyor. Coğrafyaya göre bit rengi farklı olabilir yani. Ancak çok hızlı hareket ettiklerinden ve hareketlilik hissettikleri anda kaçıştıklarından bitin kendisini görmek biraz zor. Aradığımız şey, susam tanesi büyüklüğünde ve ortalama bir bitlenme vakasında 10-20 kadar bit bulunur. Nadiren 100’den fazla bitin bulunduğu durumlar da görülebilir.
Yumurtaları (sirkeleri) görmek biti görmekten daha kolaydır. Ancak sirkeler daha küçüktür ve kepek, saç spreyi kalıntısı, saç gövdesi kılıfı vb. ile karıştırılabilir. Bitlenme var diyebilmek için dolu, içinde bit yavrusu adayı bulunan yumurtalar görülmeli. Kapağı açık, içi boş yumurtalar eski bir bitlenmeden kalmış olabilir. Yumurtalar en sık kulak arkası ve ense bölgesinde bazen de saçlı derinin ön kısmında (alnın hemen üzerinde) yoğunlaşır çünkü bu bölgeler daha sıcak, yumurta gelişimi için daha uygun; o nedenle öncelikle bu bölgelerde aranmalı. Sirkeler, saça güçlü bir yapışırıcıyla tutunduklarından, saçı silkeleyince düşmezler ve oval biçimlidirler.
Bitin yumurtayı yapıştırma tekniği bizim duvara yapıştırıcıyla tablo asma tekniğimizin aynısı; önce bacaklarıyla saç telini sıvazlar -yüzeyi temizlediği düşünülüyor-, yapıştırıcı sıvıyı salgılar, yumurtayı bırakır ve en son yumurtanın üzerinden iyice yapışsın diye bedeniyle geçer.
Tanıda saçları tutam tutam ayırarak doğrudan gözle, büyüteçle bakılabilir, görüntü kalitesi yüksek akıllı telefonla fotoğraf çekip sonra büyüterek bakmak işe yarayabilir. Elbette sonuçta en doğrusu hekim tanısı, kişiye ve güncel verilere göre en uygun tedaviyi hekimin belirlemesi.
En bilinen ve kullanılan yöntem doğrudan saça bakmak olsa da bit ve yumurta sayısı azsa gözümüzden kaçar. Bu yüzden tanı koyma ihtimalini 4-5 kat artıran başka bir yöntem var: Sık dişli bit tarakları ile saçı taramak; tutamlara ayırıp bir süre tarayınca bitler, yumurtalar tarağın dişlerine takılıyor. Tarakla bit ve yumurta sayısı az olduğunda bile saptama ihtimali %90. İyi bir tarak hem sağlam hem esnek olmalı, dişlerinin ucu yuvarlatılmış olmalı ki baş derisini zedelemesin. Tarak dişleri arası açıklık, ortalama genişliği 0.3 mm olan bit yumurtalarını yakalayacak ve hapsedecek kadar dar olmalı. Plastik ve metal uçlu taraklar mevcut. Saçlı deriye hasar vermeyecek bir tarak seçmek iyi olur, bit ilaçlarının kutusundan çıkanı beğenmezseniz tarağı ayrıca satın alabilirsiniz çünkü muhtemelen bir kaç kez tarama yapılacak. İki tür tarama var, kuru ve ıslak. Kuru tarama da yapılabilir ancak bitler su ile karşılaşınca soluk yollarını yarım saat kadar kapatabiliyor ve hareketsiz kalıyorlar, saçı ıslatınca kaçamıyorlar ve yakalanmaları daha kolay oluyor. Daha ideali nemlendirici krem ile saçı ıslatıp 20-30 dakika bekledikten sonra taramak. Böylece yumurtaların saçtan ayrılması da kolaylaşır.
Tarama yöntemi: Hem tanı konur, hem tedavide yeri var, hem de düzenli yapılırsa baş biti erken safhada uzaklaştırılacağı için korunmada işe yarar. Antik çağlardan beri kullanılan, basit, etkili bir mekanik yöntem; bulunmuş en eski bit tarağı 3500 yıllık ve günümüzde kullanılanlardan farkı yok.
Saçlı deride açıklanamayan bir kaşıntı var ama bit/sirke saptanamadıysa tekrar muayene göz çıkarmaz. 2-3 gün sonra saçlı deri bir daha incelenebilir, tarama tekrar edilebilir.
BİTLER NASIL BULAŞIR?
Baş bitleri, kedi köpek gibi evcil hayvanlarda bulunmaz, insana özgüdür ve hayvanlardan bulaşmaz; en çok çocuklar oyun oynarken kafa kafaya temasla bulaşırlar. Giysi,eşarp, şapka, tarak, saç bandı, yastık , havlu, saç fırçasında da kısa süre bulunabildiği için bunlar ortak kullanıldığında da bulaşabilir. Cep telefonu, kulaklık ile bulaşması ihtimal dahilinde. Baş biti kanımızı emmeden bizden uzakta en fazla üç gün yaşayabilir, yavşaklar 24 saat dayanabiliyor, yumurtaları ise kumaş ve battaniyelerde 10-15 gün kadar canlı kalabilir.
Bit saptandıysa ailenin her ferdi ve okuldaki arkadaşlar kontrol edilmeli.
Saç dökülmesiyle etrafa üzerinde sirke bulunan saçlar dağılabilir. Tüm ev, halılar, kanepeler, tüylü oyuncaklar, araba koltukları elektrik süpürgesi ile vakumlanarak iyice temizlenmeli. Koltuk gibi baş konulan yerler silinmeli. Giysiler, çarşaflar ve havlular sıcak su ile yıkanmalı veya kuru temizleme, sıcak ütü yapılmalı. Hiç biri yapılamıyorsa poşete koyup ağzını bağlayıp hava almadan 2 hafta bekletilmeli ki sirkeler ölsün. Taraklar, fırçalar, tokalar, bit şampuanına batırılarak 1 saat bekletilmeli veya 5-10 dakika kadar 65 derece su içinde ısıtılmalı. Eşarp, fırça, tarak, şapka, tüylü oyuncaklar paylaşılmamalı. Okulda, bit tokası, tacı, rozeti gibi “kafur” kokusuyla bitlerin yaklaşmasını önleyen ürünler kullanılabilir.
Şapkalar, atkılar, kıyafetler okulda üst üste konulmamalı, çekmecelerde ya da her çocuğun kendi sırasında saklanmalı.
Saçın kısa kesilmesi gerekmez. Ayrıca kısa saç, baş bitinin yayılımını önlemez. Çok şiddetli tutulumlarda saçın kazınması işe yarayabilir ama sosyal kabulü güçtür ve çocuklar mahcubiyet hissedebilir.
TEDAVİ
Tedavi kabaca, bit ve yumurtaları öldürmeye yönelik şampuan ve losyonların kullanımı, sonrasında ölü bit ve yumurtaların mekanik olarak temizlenmesini içerir. Mekanik temizlik önemli; sadece ölü sirkelerin görüntüsünden kurtulmak için değil, nüksü de önlemek için.
Uyarı: Bit tedavisinde yeri olan ilaçların bazıları farklı dozlarda veterinerlikte, zirai ilaçlamada kullanılabiliyor. İnsanlar için hazırlanmış her ilaç, hatta aynı etken maddenin farklı konsantrasyonları için bekleme süresi değişebiliyor. Hem toksik etkiden hem de yetersiz tedaviden kaçınmak için hekim tarafından önerilen en uygun ilaç türü ve saçta bekleme sürelerine uymak önemli.
Uyarı 2: Bit tedavisinde kullanılan ilaçların çoğu yanıcıdır; permetrin, malation, bitkisel bileşikler, dimetikon gibi. Saça uygulandığında beklerken alevden, saç kurutma makinesinden uzak durmak gerek.
Tedavi mantığı: Bitlerin, yavşakların, içi dolu yumurtaların hepsinin ölmesi gerekiyor. Ancak bazı ilaçlar yumurtalara etki etmediğinden, yumurtadan yavşak çıkma süresi olan 1 hafta 10 gün kadar sonra 2. kez tedavi uygulanması gerekebiliyor.
İlaçlar, bitlerin sinir sistemini felç ederek ya da solunum yollarını tıkayarak etki edebilir. Aşağıda söz ettiğim ilaçların bir kısmı şimdilik ülkemizde yok ama olanlar yeterli zaten. Yine de bit tedavisinde ilaç direnci sık görüldüğünden alternatifleri yazdım. (Not: FDA; Amerikan İlaç ve Gıda Dairesi. FDA onayı ilaçların güvenirliği için bir belirteçtir.)
Sinir Sistemine Etki Eden Bit İlaçları
Piretrinler: Genellikle şampuanı kullanılır. 10-30 (süre konusunda farklı görüşler var) dakika beklenir, durulanır, 7-10 gün sonra tekrar edilir. Direnç gelişimi artan bir ilaç.
%1 Permetrin: Losyon ya da şampuanı saçta 10 dakika bekletilerek kullanılır, durulanır, bir hafta on gün sonra tekrarlanır. Ancak bu grup ilaçlara da direnç geliştiriyor bitler, 10 dakika yetmediği için 20 dakika bekletmeyi önerenler var. Bu bileşikler 24 saat içinde iki kezden fazla kullanılmamalı.
Malation: %0.5 lik losyonu kullanılıyor. %95 oranında yumurtalara da etkili. FDA, 8-12 saat uygulama öneriyor. Kuruyana kadar alev alabilir ve saç kurutma makinesi ile açık alevden kaçınılmalı. Permetrin ve piretrine direnç nedeniyle bazı otörler ilk seçenek olarak malation öneriyor (bazı yerlerde malationa da direnç saptanmış).
Lindan: Bizim de sinir sistemimize toksik etki etme riski olduğundan, ayrıca direnç de bildirildiğinden artık pek tercih edilmiyor. Zamanında başarıyla çok kullanılmış ama %10’u ciltten emilebildiği için, tamamen kuru cilde uygulanması gerek, gebeler, bebekler, küçük çocuklar ve deri bariyeri bozukluğu olanlar özellikle risk altında ve bu ilaç onlara uygun değil. Amerikan Pediatri Akademisi artık çocuklarda bir tedavi seçeneği olarak tavsiye etmiyor lindanı.
İvermektin: Saç bitinde %0.5 losyonu FDA onaylı, kuru saça uygulanır, 10 dakika beklenip durulanır. İvermektin’in ağızdan alınan tableti yerel tedaviler yetmiyorsa kilo başına dozu hesaplanarak 7 gün arayla iki doz kullanılabilir.
Benzil benzoat: Lokal anestezik etkisi de var, kaşıntıyı azaltır, yumurtalara etkisi yok, tekrarı gerekir.
Spinosad: Permetrin direncinde etkili ayrıca yumurtalara da etkili. O nedenle sirke tarama şart değil ama 1 hafta sonra canlı bit görülürse tekrarlanabilir. 4 yaş üzeri için FDA onayı var. Felç birincil etki değil ama sonuç. 10 dakika kuru saça ve saçlı deriye uygulanır ve durulanır.
Bitlerin Solunum Yollarını Fiziksel Olarak Tıkayan İlaçlar
Esansiyel yağlar, sabit yağlar, sentetik yağlar (dimetikon), bitkisel yağlar (zeytinyağı, soya yağı, ayçiçeği yağı, mısır yağı, okaliptus yağı, çay ağacı yağı, yalancı tesbih ağacı yağı, acıağaç tentürü, ylang ylang, karanfil yağı, hindistan cevizi yağı…) gibi yağlar hem geleneksel olarak hem de bazıları modern tıpta bit ilaçlarının içinde kullanılıyor (geleneksel kullanımda potansiyel allerji riski ve güvenilirliğini, etkinliğini tam bilmememiz gibi sorunlar var). Yağlar, bitin soluk aldığı deliklerin üzerine yayılıp tıkıyor, sonra da bit hava alamayarak ölüyor.
Dimetikon: Silikon bazlı sentetik yağ, düşük yüzey gerilimli, biti kaplar, soluk deliklerini tıkar. Genel olarak toksik olmayan, tahrişe yol açmayan, teratojen olmayan, kansere yol açmayan , çocuklarda ve gebelerde bile topikal olarak güvenle kullanılabilen bir ürün. %1 oranında cilt losyonlarında, saç kremlerinde vb. ürünlerde kullanılır. Dimetikon kullanılırsa 1 hafta sonra yumurtalar için tekrar etmek gerek. Yumurtanın da hava alan delikleri var, içindeki embriyonun gelişmesi için. Bazı dimetikon içeren ilaçlar -konsantrasyona veya bazına bağlı olarak- bu delikleri de tıkıyor ve tek seferlik tedavi yeterli olabiliyor. Günümüzde güvenlik ve etkinlik açısından en tutulan bit ilaçları bu grupta. Bitler dimetikon etkisinden kaçınacak bir davranış geliştirene kadar da işimize yarayacaklar.
Benzil alkol losyon%5: FDA onayı var. Biti boğarak öldürür, 10 dakika uygulanıp durulanır, yumurtalara etkisi az, 1 hafta sonra tekrarlanmalı, Gebelerde kullanılabilir. 2 yaş-70 yaş arasıiçin FDA onayı var. 10 dakika bekletilir, durulanır.
Bazı antibiyotikler ile 7 gün ağızdan ilaç alarak bit tedavisi de mümkün ama ciddi ilaç reaksiyonları yapabildiği için sadece tekrarlayan dirençli vakalarda düşünülmeli.
Şampuan/losyonlarla esas tedavimizi yaptıktan sonra tedavinin devamı olarak tarama işlemi yapılmalı. Ölü bitler, ölü yumurtalar bu şekilde saçtan uzaklaştırılır. (Elle tek tek sirkeleri tutarak temizlemek de mümkün ama zahmetlidir).
Tarama için tanı aşamasında söz edilen bit tarakları ve yöntemi uygulanır. Sirkelerin saça yapışıklığını azaltmak için çeşitli öneriler var;
Sadece su/ birebir oranında su ve üzüm sirkesi karışımı /birebir oranında zeytinyağı ve sirke karışımı/sadece zeytinyağı/saç kremi/saç bakım yağı… Saç, bunlardan biriyle ıslatılıp 20-30 dakika sonra, tutam tutam ayırarak, 15-30 dakika kadar taranıp (tararken gerekirse tekrar ıslatılır) günlük şampuanla yıkanır. 3-4 günde bir, en az 2 hafta boyunca tarama yapmak gerekir. İşlem sirkeler bitene kadar tekrarlanmalıdır.
Tedavi Başarısız Olduysa Ne Yapmalı?
Tedaviden sonra saçta bit ya da sirke görmeniz bitlenmenin devam ettiği anlamına gelmez; ölü oldukları sürece. Eğer mekanik olarak uzaklaştırma işlemi yapmadıysanız ölü bitler ve sirkeler kendiliğinden düşmezler. Ancak canlı bit ya da sirkeye tekrar rastlarsanız sorun var demektir:
İlaca direnç olabilir ya da ilaç yanlış kullanılmış olabilir. Direnç tüm dünyada yaygın bir sorun, bitler bu kadar uyum sağlayabilen canlılar olmasa çoktan tarihten silinirlerdi. Daha önce kullandığınız tedavileri ve nasıl kullandığınızı hekiminize anlatarak başka bir grup ilaçla tedavi denenebilir. 24 saatte 2. kez uygulanması gereken ilaç da var, 10 dakika bekletilen de, 8 saat bekletilen de… Genel olarak ilaçlar kuru saça uygulanmalı çünkü bit suyla karşılaşınca solunum yollarını kapatır ve yarım saat nefes almadan kalabilir. Solunum yolları kapanınca ilaç bite nüfuz etmez ve öldüremez. Ayrıca saçın ıslatılması etken maddenin konsantrasyonunu azaltır. (Karışıklık olmasın; ilaç kullanacağımız zaman saçın kuru olması, teşhis amaçlı veya ilaçtan sonra sirkeleri uzaklaştırmak amaçlı tarama yapıyorsak saçın ıslak olması tercih edilir.)Saçın her tarafına yedirilmeli ilaç, uzun saçlıda kullanılan miktarla kısa saçlıda kullanılan miktar farklıdır. Bir de genellikle şampuan tercih edilir ama losyonlar biraz daha etkilidir. Bazen bitler bayılıyor ama ölmüyor, sinir sistemi hırpalanıyor, hareketsiz kalıyor ama ilacı saçta yeterince bekletmeyince bir süre sonra tekrar ayaklanıyor hayvancıklar. Bu yeniden gücünü toplama bazı ilaçla 10 dakika sonra bazılarında 5-6 saat sonra olabiliyor. Özetle, her ilacı kendine özgü teknikle kullanmak lazım. (Bu arada; bit şampuanları ve losyonları koruma amaçlı kullanılmaz. Koruyucu olarak etki etmedikleri gibi direnç gelişimine yol açarlar.)
Yumurtalar için 2. kür ilaç -ki çoğu tedavide gereklidir- uygulanmadıysa sağlam yumurtalardan çıkan yavru bitler yeniden çoğalırlar.
Yeniden bulaşma olabilir: Aile içinden, okuldan vs. temas edilen bit bulaşmış kişilerden ya da ortamlardan tekrar bulaş olabileceğinden sınıf arkadaşları, aile bireyleri gibi temas grubunun bit açısından kontrolü, yakın temas halinde olanların birlikte ve eşzamanlı tedavi edilmesi, ortam/giysi temizliğinin iyi yapılması gerekir.
Ne olursa olsun, bitlenme için yeterli ve etkili tedavilerimiz var. Uyguladığınız tedavi başarısız olsa bile eskilerin yaptığı gibi alkol, gaz yağı ve tiner kullanmayın, aşırı risklidirler. İlla ev ürünü kullanılacaksa, vazelin, zeytinyağı, margarin veya mayonezi saça bolca sürüp bekleterek bitlerin soluk yollarını kapatabilirsiniz ancak 1 hafta sonra tekrarı gerekir, üstelik ne kadar etkili olduğu konusunda bir standart yok ve etki yetersizse elle temizlik ya da tarama yaparken epey zahmetli olabilir.
Amerika, İngiltere gibi bazı ülkelerde bit ve sirkelerden kurtulmanıza yardım eden merkezler var. Saçı vakumluyorlar, ıslatıp tarıyorlar, sirkeleri temizliyorlar falan… İstanbul’da da açılmış. Çocuklarının bit temizliği için zamanı olmayan ailelere sunulan bir hizmet. Doğada hayvanlar bunu keyifle yapıyor, maymunlarda birbirini tımar etme; yani bitlerin, böceklerin ayıklanması, tüylerin düzeltilmesi, deri artıkları ve kirlerin temizlenmesi; hijyenik olması yanında sosyalleşme için de önemli. Birbirlerini tımar etmeleri; ilişkileri güçlendirir, güveni arttırır, aralarında yeni ittifaklar kurmayı sağlar, vücudu rahatlatır -tımar sırasında kalp atışları yavaşlıyormuş-, yenileni teselli ederken kullanılır, kavgadan sonra ortamı yumuşatır… Bir de maymunlar genellikle yakaladıkları bitleri telef etmiyor, afiyetle yiyorlar. Onların tımar keyfiyle sonlandıralım: